Mehmet Zahid Kotku Hazretleri

Mehmet Zahid Kotku Hazretleri

18.10.2017 4349

18-10-2017

1315 hicrî /1897 milâdî senesinde Bursa'da doğdu. Babası ve annesi Kafkasya'dan göç etmiş olup dedeleri Kafkasya (Dağıstan'da) Şirvan'a bağlı eski bir hanlık merkezi olan Nuha'dandır. Annesi Sabire Hanım'ı üç yaşında iken kaybeden Mehmed Zahid Efendi'nin babası İbrahim Efendi Hz. Peygamber sülalesinden gelen bir Seyyid'dir.

Mehmed Zahid Efendi ilk mektebi Bursa Oruçbey İbtidaisi'nde okur, Maksem'deki İdâdî'ye devam eder. Sonra Bursa Sanat Mektebi'ne girer. Buraya devam ederken Birinci Cihan Harbi dolayısıyla 27 Nisan 1916 tarihinde 19 yaşlarında iken askere alınır.

İstanbul'da muhabere eğitimi aldıktan sonra Diyarbakır'a gider. 1917 Nisan'ında Yedinci Ordu'nun emrinde önce Şam'a oradan da Der'a'ya ulaşarak askerliğine Suriye cephesinde devam eder. Eylül 1918'de bulundukları bölgenin bombalanmaya başlamasıyla dönüş başlar. Açlık, susuzluk ve binlerce müşkilatla birlikte onbinlerce askerin şehit olmasına şahit olur. Temmuz 1919'da İstanbul'da 25. Kolordu, 30. Şube'de yazıcı olarak görevlendirilir.

İstanbul'da bir taraftan askerliğini yaparken diğer taraftan da çeşitli dinî toplantılara, derslere ve vaazlara katılır, İstanbul'un işgal günlerine yakinen tanıklık eder. 16 Temmuz 1920 tarihinde bir cuma namazını Ayasofya camiinde eda ettikten sonra vilayet binası karşısında bulunan Gümüşhaneli dergâhına giderek Dağıstanlı Ömer Ziyaeddin Efendi'ye intisap eder. İntisabının ardından günden güne halini terakki ettirir. 18 Kasım 1921'de şeyhinin vefat etmesi üzerine Gümüşhaneli dergâhı postnişîni olan Tekirdağlı Mustafa Feyzi Efendi'nin yanında mânevî eğitimine devam eder. Belirli aralıklarla halvetlere girer. 27 yaşlarında iken tarikat hilâfetnâmesi ve Râmûzü'l-ehâdîs, Hizb-i Âzâm, Delâilü'l-hayrât icâzetnâmelerini alır. Bayezid, Fatih, Ayasofya camii ve medreselerinde derslere devam eder, bu arada hafızlığını da tamamlar.

Mehmed Zahid Efendi tekkelerin kapatılmasının ardından doğduğu yer olan Bursa'ya döner. Soyadı kanununun çıkması üzerine 'mütevazı' mânasına gelen 'Kotku' soyadını alır.Bursa'da evlenir. 1929'da vefat eden babasının yerine Bursa Ovası'ndaki İzvat köyünde 16 sene kadar imamlık yaptıktan sonra, 1945-1952 yılları arasında yedi yıl da Bursa'nın içinde bulunan Üftâde camiinde görev yapar.

1952 senesinde Gümüşhaneli dergâhı postnişîni ve tekke arkadaşı Kazanlı Abdülaziz Efendi'nin vefatı üzerine İstanbul'a gelerek onun mânevî görevini devralır. Fatih'te Ümmügülsüm mescidinde imamlık vazifesine devam eder. 1958 senesinde vefatına kadar vazife yapacağı İskenderpaşa camiine naklolunur.

Mehmed Zahid Efendi ömrünün son yıllarında rahatsızlanır. 1979 yazında uzun süre kalmak için gittiği Hicaz'dan ağır hasta olarak 1980 Şubat'ında dönmek zorunda kalır. Bir ay sonra midesinden bir ameliyat geçirir. Hac mevsimi gelince Hicaz'a gider. Dönüşünden bir hafta sonra 13 Kasım 1980'de perşembe günü öğleye yakın dâr-ı bakâya irtihâl eyler.

Cenaze namazı Süleymaniye camiinde "muhteşem, mahzun, vakur ve edepli bir cemm-i gafîr" tarafından kılınarak, mübarek vücûdu, Kanunî Türbesi arkasında, kendisinden feyz aldığı hocaları ve üstadlarının yanındaki istirahatgâhına defnolunur.

Mehmed Zahid Efendi, insan eğitimini esas almıştır. Görev yaptığı camilerde pazar günleri ikindi ile akşam namazı arasında Râmûz dersleri yapmıştır. Cuma vaaz ve hutbeleri ile önemli günlerdeki konuşmaları yanında özel sohbetleriyle de insanları eğitmeye çalışmıştır.

Ülkenin kalkınmasına önayak olmuş pek çok müessese onun tavsiyesi ile tesis edilmiş, eğitim ve yardımlaşma alanında bazı vakıflar onun yönlendirmesi ile kurulmuştur.

Camiyi irşad hayatının sürekli merkezinde tutan; Kitab ve Sünnet'e bağlılığı hem her şeyin önüne alan bir irşad siyaseti izlemiştir.

Zahid Efendi, gününün insanına onun anlayacağı bir dille ulaşmak için eserler kaleme almıştır. Hiçbir tekellüf ve zorlanma olmaksızın âdetâ konuşur gibi yazılmış olan ve kimi vefatından sonra yayınlanan Tasavvufî Ahlâk, Cennet Yolları, Nefsin Terbiyesi, Ehl-i Sünnet Akâidi, Hadislerle Nasihatlar, Mü'minlere Vaazlar gibi eserleriyle günümüzde hâlâ irşada devam etmektedir.

 

Ruhu şâd, makâmı âlâ, merkadi pür-nûr olsun.